ABD, Ukrayna’ya bir nükleer silahtan yada kirli bir bombadan yayılan ışınım patlamalarını tespit edebilen ve saldırganın kimliğini doğrulayabilen sensörler yerleştiriyor.
Kısmen amaç, Rusya’nın Ukrayna topraklarında radyoaktif bir tabanca patlatması durumunda, atom imzasının ve Moskova’nın suçluluğunun doğrulanabilmesini sağlamaktır.
Rusya’nın 14 ay ilkin Ukrayna’yı işgalinden bu yana uzmanlar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir V. Putin’in 1945’te ABD’nın Hiroşima ve Nagazaki’yi bombalamasından bu yana ilk kez muharebede nükleer tabanca kullanıp kullanmayacağı mevzusunda endişeleniyor. Enerji Bakanlığı’nın bir parçası olan federal bir kurum olan Ulusal Nükleer Güvenlik İdaresi tarafınca Çarşamba günü meydana getirilen Meclis oturumu ve detaylı raporu, Washington’un Ukrayna işgalinin ihtimaller içinde en fena sonuçlarına hazırlanmak için somut adımlar attığına dair bugüne kadarki en sağlam kanıtı oluşturuyor benzer biçimde görünüyor. Avrupa’nın en büyük ikinci ülkesi.
Nükleer Acil Durum Destek Ekibi yada güvenlik teşkilatı tarafınca yönetilen gölgeli bir atom uzmanları birimi olan NEST, ışınım sensörlerini yerleştirmek, mensubu eğitmek, verileri seyretmek ve ölümcül ışınım mevzusunda uyarmak için Ukrayna ile beraber çalışıyor.
Bir muhabirin sorusuna cevaben The New York Times’a gönderilen bir bildiride ajans, atom sensörleri ağının “bölge genelinde” konuşlandırıldığını ve “herhangi bir nükleer patlamanın boyutunu, yerini ve etkilerini karakterize etme” kabiliyetine haiz olacağını söylemiş oldu. ” Ek olarak, konuşlandırılan sensörlerin Rusya’yı “Ukrayna’da herhangi bir atıf olmaksızın nükleer tabanca kullanma fırsatını” engelleyeceğini söylemiş oldu.
Bu ifade, nükleer savaşın sisine ve ABD’nin yeni sistemi onu delmek için iyi mi kullanabileceğine gidiyor.
Bir senaryoda Washington, nükleer patlamayı başlatan saldırganı yanlış tanımlama olasılığını ortadan kaldırmak için ağ tarafınca toplanan detayları kullanabilir. Bir mantar bulutunun ayırt edici özelliği göz önüne alındığında, bu gereksiz bir adım benzer biçimde görünebilir. Sadece bir tabanca, izlenebilir bir uçuş yolu olan göze çarpan bir roket yerine bir kamyon, tank yada tekne tarafınca teslim edildiyse, kaynağını bulmak neredeyse olanaksız olabilir.
Nükleer uzmanlara bakılırsa, bu tür bir müdafa planlamasına ilişkin kamuoyu bilgisi, Moskova’ya Washington’un düzmece bayrak operasyonu denen şeyi ifşa edebileceğini bildirerek onu caydırabilir.
Mesela Moskova, Kiev’in Batı’yı daha derin bir cenk yardımına çekmek için cenk alanında bir nükleer patlama başlattığını iddia edebilir. Sadece teoride, sensör ağı yerinde olduğunda Washington, Moskova’nın aslen saldırgan bulunduğunu ortaya çıkarmak için kendi nükleer kalite analizlerine işaret edebilecektir.
Geçen sonbaharda Rusya, herhangi bir kanıt sunmadan, onlarca defa Ukrayna’nın sözde kirli bomba adında olan radyoaktif madde yaymak için tasarlanmış bir bombayı patlatmayı planladığını iddia etti. Washington, Kremlin’in savaşı tırmandırmak için yanıltıcı bir bahane yaratmaya çalmış olduğu mevzusunda uyardı.
Nükleer atıf bilimi, Eylül 2001 terör saldırılarının mahalli nükleer terörizm sorununu gündeme getirmesinin arkasından ABD Birleşik Devletleri’nde süratli bir gelişme gösterdi. Bilimin gizli saklı yönleri olmakla beraber, ana hatları kamuoyu tarafınca bilinmektedir.
Şimdi, yeni kazanılan bu kabiliyet, potansiyel bir nükleer cenk yada Rusya’nın Ukrayna’nın dört elektrik üretim sahasındaki 15 nükleer reaktörüne saldırması bağlamında yabancı topraklarda kullanılıyor.
Güvenlik teşkilatı yapmış olduğu açıklamada, “Ukrayna’da nükleer bir acil durum meydana gelirse, ister bir nükleer reaktörden ışınım salınması ister bir nükleer tabanca patlaması olsun,” dedi, “ABD hükümet yetkililerine ve karar alma merkezlerine hızla bilimsel analizler sağlanacaktır. Ukrayna’da ve bölgede halk sağlığını ve güvenliğini korumak için eyleme geçirilebilir, teknik olarak bilgiye dayalı kararlar almak için.”
Nükleer uzmanlar, bu tür müdafa önlemlerinin en büyük imtihanını gelecek haftalarda Ukrayna ordusunun bahar saldırısını başlatmasıyla karşı karşıya kalabileceğini söylüyor. Çin, nükleer kılıç sallamalarına son vermesi için Rusya’ya yaslandı ve Bay Putin kısa sürede bir nükleer tehditten bahsetmedi. Sadece Batılı uzmanlar, Rusya’nın cenk alanındaki başarısızlıklarının Putin’i nükleer cephaneliğine daha bağımlı hale getirdiğinden ve yeni aksiliklerin onun nükleer tetiği çekme isteğini artırabileceğinden kaygı ediyorlar.
Güvenlik teşkilatı, enerji bakanı Jennifer M. Granholm’a bağlı. Geçen ay Kurultay’ye Ukrayna’da ışınım tespiti için genel önlemlerden bahsetti ve ABD yardımının amacının “Ukraynalıların güvende olduğundan ve maruz kalmadığından güvenli olmak” bulunduğunu söylemiş oldu. Sadece, bunun kapalı bir oturum gerektireceğini söyleyerek birkaç detay verdi.
Enerji Bakanlığı ve güvenlik kurumu, bu yıl Ukrayna’daki atomik önlemler için ortalama 160 milyon dolar harcadıklarını ve benzer bir miktarın 2024 için talep edildiğini söylüyor.
Nükleer Acil Durum Destek Ekibi üstüne 2009 tarihindeki bir kitap olan “Armageddon’u Etkisiz Hale Getirmek” kitabının yazarı Jeffrey T. Richelson, Pentagon’un senelerce varlığını kabul etmeyi reddettiği kadar gizli saklı seçkin bir askeri birlik olan Ortaklaşa Hususi Harekat Komutanlığı ile sık sık ortaklaşa iş yaptığını bildirdi. varoluş.
Uzmanlar, nükleer altyapısının fazlaca kapsamlı olması ve son 14 ayda Rusya’nın ağır saldırılarına maruz kalması sebebiyle Ukrayna’nın alabileceği tüm desteğe ihtiyacı bulunduğunu söylüyor.
İşgalin başlamasından kısa bir süre sonrasında Rus kuvvetleri, 1986’da Avrupa’nın bazı bölgelerine radyoaktif bulutlar gönderen ve mahalli olarak kirlenmiş topraktan oluşan bir çorak arazi bırakan bir erimeye maruz kalan feshedilmiş Çernobil nükleer santralinin kontrolünü ele geçirdi. Rus birlikleri, dünyanın yakın bir bölümünü kazarak bölgedeki ışınım seviyelerini artırdı, sadece işçileri tehlikeye atacak kadar değil.
Rus kuvvetleri ek olarak altı reaktörden oluşan bir karmaşa olan Avrupa’nın en büyük nükleer santrali Zaporizhzhia’ya ateş açtı ve ele geçirdi. Hücum esnasında yangın çıktı, sadece güvenlik görevlileri ışınım tespit etmedi.
Ukrayna’nın Kharkiv’deki ana nükleer araştırma sahası olan genişleyen Fizik ve Teknoloji Enstitüsü, çatışmanın ilk günlerinde Rus mermileri ve füzelerinden 100 kez etkilendi. Salvolar, tıbbi izotopların üretimi için kullanılan bir nükleer tesise zarar verdi, sadece uzmanlar ışınım sızıntısı bulamadı. Genel karmaşa bir aydan fazla güç yitirdi.
Kiev’de, Rus mermileri Nükleer Araştırma Enstitüsü’nü vurarak bir depoda yangın çıkardı. Enstitünün minik reaktörü hasarsızdı ve ışınım sızıntısı bulunmadı.
Ukrayna’nın öteki atom altyapısı ek enerji santrallerini ihtiva eder; kullanılmış nükleer yakıt için depolama alanları; ve araştırma ve tıbbi tedaviler için radyoaktif malzemeler kullanan hastaneler dahil ülke çapındaki tesisler.
Enerji Bakanlığı, NEST’in yardımına ek olarak, Ukrayna’daki ortak kuruluşlara hava radyasyonunun ölçülmesi, atmosferik ışınım bulutlarının modellenmesi, nükleer kaçakçılığa karşı savaşım ve ışınım yaralanmalarının tedavisi mevzularında destek sağladığını söylüyor.
Ukrayna savaşını yakından izleyen Endişeli Bilim Adamları Birliği’nde nükleer enerji uzmanı olan Edwin Lyman, federal bir yetkilinin kendisine ihtimaller içinde bir reaktör tehdidi senaryosundan bahsettiğini söylemiş oldu. Rusya’nın minik düşürücü bir yenilgiye uğraması ve Ukrayna’dan çekilmesi halinde, çevreye yüksek oranda radyoaktivite salmak için bir reaktöre yada kullanılmış yakıt depolama alanlarına ateş ederek misilleme yapabileceğini öne sürüyor.
Dr. Lyman, “Bu en büyük tehlikelerden biri” dedi. “Kırsal bölgeleri olabildiğince yaşanmaz hale getirmek isterlerse, bu reaktörler hedef haline gelebilir.”
Dr. Lyman, NEST ve Enerji Departmanının “proaktif davrandığını ve bu tehditleri ciddiye aldığını” öğrenince cesaretlendiğini ekledi.