Bir grup milletvekili, hükümetin insan hakları ihlallerini ele almayan herhangi bir anlaşmayı imzalamaktansa Körfez ülkeleriyle tecim müzakerelerinden uzaklaşması gerektiği mevzusunda uyardı.
Birleşik Krallık Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile görüşme halinde İngiltere ekonomisini yılda 1,6 milyar sterlin artırabileceğini iddia etmiş olduğu bir özgür tecim anlaşması üstüne.
Sadece insan hakları sorunları, aralarında Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’nin de bulunmuş olduğu bir grup ülkenin AB ile antak kalma imzalamasını çoktan engelledi.
Commons Internasyonal Tecim Komitesi’nin raporu, GCC ile bir anlaşmanın işletmeler için “iyi bir fırsat” sunacağını kabul etti.
Sadece, bayanlara ve LGBT+ topluluğuna yönelik baskıya ve protestolara yönelik baskılara ilişkin endişeleri gerekçe göstererek, bunun bölgedeki koşulları iyileştirmek için kullanılması icap ettiğini de söylediler.
Açıklamada, “Birleşik Krallık hükümetini tatminkar olmayan bir anlaşmayı kabul etmektense müzakereleri sona erdirmeye açıkça hazırlıklı olmaya çağırıyoruz” denildi.
Komite ek olarak, müzakerecilerin dekarbonizasyon taahhütleri için baskı yapmasını ve Birleşik Krallık hükümetinin çağdaş kölelik yasalarını sıkılaştırarak ülkenin “hak ihlallerinde kabahat ortağı” olmasını engellemesini istiyor.
Başkanı ve SNP Milletvekili Angus Brendan MacNeil şunları söylemiş oldu: “Herhangi bir büyük özgür tecim anlaşması benzer biçimde, KİK ile bir tecim anlaşması, elbet Birleşik Krallık için potansiyel bir ekonomik fırsatı temsil ediyor.
“Sadece bu hususi antak kalma daha da mühim bir şeyle ilgili. Burada benimsediğimiz yaklaşım, cemiyet olarak kendimizi iyi mi gördüğümüz, dünyada iyi mi göründüğümüz ve insan hakları ve çevre mevzusundaki değerlerimizi koymaya istekli olup olmadığımızla ilgili olacak.” görüşme masasında
“Geçmişte, daha çok ticaretin insan hakları pahasına olmayacağına dair vaatler duyduk. Sadece Birleşik Krallık, hükümetin kendisinin bilhassa insan hakları meseleleriyle ilgili olarak değerlendirdiği ülkeleri içeren bir blokla bir tecim anlaşması görüşme ediyor.”
Komiteden gelen yazılı sorulara verdiği yanıtta hükümet, Birleşik Krallık’ın “insan haklarının önde gelen savunucusu” bulunduğunu söylemiş oldu.
Sadece özgür tecim anlaşmalarının “insan hakları meselelerini ilerletmek için genel olarak en etkili yada hedeflenen vasıta olmadığını” söylemiş oldu.
Komite ek olarak raporu, şimdi Tecim ve Tecim Bakanlığı’nın bir parçası olan Internasyonal Tecim Dairesi’ni, soruşturması için kanıt sunması için bir bakan göndermemesi ve yazılı sorulara geç cevap vermesi sebebiyle “parlamento incelemesinden kaçmakla” eleştirmek için kullandı. .
MacNeil ekledi: “Hükümetin ne tür bir tecim ülkesi olmak istediğimizi netleştirmesi gerekiyor.
“Bir tecim stratejisi ve bir bakanın incelemesine yönelik saydam bir yaklaşım bu mevzuda destek olabilirdi, sadece gelecek bir strateji ve bakanlığın komitemizle hitabı için bir bakan göndermeyi reddetmesi sebebiyle, lüzumlu desteği alıp almayacağımızı değerlendirmek zor. Birleşik Krallık ve halkına yarar sağlayacak doğru antak kalma.”
Tecim ve Tecim Departmanı sözcüsü şunları söylemiş oldu: “Körfez İşbirliği Konseyi ile ticareti %16 artırabilecek ve Birleşik Krallık ekonomisine yılda 1.6 milyar £ katkıda bulunabilecek çağdaş ve iddialı bir anlaşmayı görüşme ediyoruz.
“Birleşik Krallık, insan haklarının önde gelen bir savunucusudur. Bağımsız küresel insan hakları yaptırım rejimimiz vasıtasıyla da dahil olmak suretiyle, tüm devletleri internasyonal yükümlülüklerini yerine getirmeye ve insan haklarını kötüye kullananlardan hesap sormaya teşvik etmede küresel liderlik göstermeye devam ediyoruz.”