Janusz Bugajski, Jamestown Vakfı’nda kıdemli bir araştırmacıdır. Yeni kitabı Failed State: A Guide to Russia’s Rupture kısa süre ilkin gösterildi.
Şu anda, küresel güvenlikte, Batılı siyaset yapıcıların açıkça hazırlıksız olduğu, gelişmekte olan bir devrime – Rusya Federasyonu’nun yaklaşan çöküşüne – şahit oluyoruz.
Bununla beraber, Batılı yetkililer, dış yayılmalar için beklenmedik durumlar planlamak ve Rusya’nın emperyalizmden arındırılmasından yararlanmak yerine, Soğuk Cenk sonrası statükoya geri dönebileceklerine inanarak geçmiş bir döneme sıkışmış görünüyorlar ve hatta bazıları Moskova’ya koruma garantisi bile veriyor. ülke sağlam.
Sadece Rusya başarısız bir devlettir. Kendini bir ulus-devlete, sivil bir devlete ve hatta istikrarlı bir emperyal devlete dönüştüremedi. Merkezi hükümet etnik ve dilsel bir homojenleştirme politikası izlediğinden ve ülkenin 83 cumhuriyeti ve bölgesine herhangi bir yetki vermediğinden, yalnızca ismen bir federasyondur. Bununla beraber, hiper-merkezileşme, internasyonal yaptırımlar tarafınca sıkıştırılan daralan bir iktisat, yönetici seçkinlerin beceriksizliğini ve yolsuzluğunu ortaya çıkaran Ukrayna’daki askeri yenilgiler ve daralan bütçeleri sebebiyle birçok bölgede huzursuzluk dahil olmak suretiyle ülkenin birçok zayıflığını ortaya çıkardı.
Moskova nihayet ülkeyi bir arada tutma kapasitesini tüketen açgözlü bir emperyal merkez olarak ifşa ediliyor. Gene de bir çok Batılı önder, Rusya’nın dağılmasının faydalarını hâlâ göremiyor.
Rusya Federasyonu’nun parçalanması, 1990’ların başlarında Sovyet bloğunun dağılmasından ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonrasında emperyal çöküşün üçüncü aşaması olacak. Seçkinlerin güç mücadeleleri ve merkezi hükümet ile ülkenin bazı bölgelerinde iç savaşlara ve sınır anlaşmazlıklarına yol açabilecek, hoşnutsuz bölgeler içinde yoğunlaşan rekabet tarafınca yönlendiriliyor. Bununla beraber, kendi kaynaklarını denetim edecek ve artık adamlarını Moskova imparatorluğu için ölüme göndermeyecek yeni devletlerin ve bölgeler arası federasyonların ortaya çıkışını da cesaretlendirecektir.
Moskova içe döndükçe, dış saldırganlık kapasitesi azalacak. Ve yoğun internasyonal yaptırımlar altında olan ve Sibirya’daki kaynak üssünden yoksun bırakılan bir sağır devlet olarak, komşularına hücum etmek için ciddi şekilde azalmış kabiliyetlere haiz olacak. Şimal Kutbu’ndan Karadeniz’e NATO’nun doğu cephesi daha güvenli hale gelecek; Ukrayna, Gürcistan ve Moldova işgal altındaki topraklarını geri alacak, Rusya’nın tepkisinden korkmadan Avrupa Birliği ve NATO üyeliği için dilekçe verecek.
Orta Asya’daki ülkeler de kendilerini giderek daha özgür hissedecek ve enerji, güvenlik ve ekonomik bağlantılar için Batı’ya dönebilecekler. Çin, artık Moskova ile ortaklık yapamayacağı ve Avrupa ve Avrasya’nın çeşitli bölgelerinde istikrarı artıran Rusya federasyonu içinden yeni Batı yanlısı devletler ortaya çıkabileceği için nüfuzunu genişletmek için daha zayıf bir konumda olacak.
Nükleer silahlar potansiyel bir tehdit olmaya devam edecek olsa da, Rusya’nın liderleri onları Batı’ya karşı fırlatarak ulusal intihar etmeyecek. Bunun yerine, tıpkı Sovyet seçkinlerinin yapmış olduğu şeklinde, siyasal geleceklerini ve ekonomik servetlerini kurtarmaya çalışacaklar. Ve bazı gelişmekte olan devletler bu tür silahlara haiz olsalar bile, internasyonal tanınma ve ekonomik yardım ararken bu tarz şeyleri konuşlandırmak için hiçbir sebepleri olmayacak. Rusya sonrası devletler bunun yerine muhtemelen nükleer silahsızlanma ardında koşacaklar – tıpkı Sovyetlerin dağılmasından sonrasında Ukrayna, Beyaz Rusya ve Kazakistan şeklinde.
Batılı liderlerin yalnızca Rusya’nın çöküşünden bahsederek Başkan Vladimir Putin’e yardım etmiş olduğu fikri yanıltıcıdır. Kremlin, Batı’nın gerçek siyaset ne olursa olsun Rusya’yı yok etmek istediğini iddia ediyor ve Washington ve Brüksel’den gelen inkarlar, Kremlin komplolarını körüklüyor.
Bunun yerine, Batı’nın neyi desteklediğini açıkça belirtmek fazlaca daha etkili bir yaklaşım olacaktır. Çoğulculuğu, demokrasiyi, federalizmi, uygar hakları ve cumhuriyetlerinin ve bölgelerinin özerkliğini açıkça desteklemek, küresel olarak izole olmadıklarını göstererek Rusya vatandaşlarını cesaretlendirmeye destek olabilir. Bilhassa güvenlik, ekonomik kalkınma ve komşularla barışçıl, üretken ilişkiler geliştirme söz mevzusu olduğunda, Moskova’nın gizlediği bilgilere de erişmeleri gerekecek.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının dehşetinden ve ülkenin hükümet liderlerinin ve danışmanlarının soykırım için öne sürdükleri gerekçelerden sonrasında bile, Batılı yetkililerin Putin sonrası bir Kremlin ile yararlı ilişkiler kurulabileceği yada liberallerin imparatorluğu demokratikleştirebileceği yönündeki umutları hüsnükuruntu. düşünme
Batı, Sovyet komünizminin çöküşünün Rus emperyalizminin sonu anlamına geldiğini varsayarak büyük bir hata yapmış oldu. Ve emperyal devletler aşırıya kaçtıklarında ve merkezkaç baskılar ekonomik sorun, bölgesel kızgınlıklar ve ulusal canlanmalarla körüklendiğinde daima çöktüğü için, bu sefer yanlış bir halde mevcut imparatorluğun kalıcı bulunduğunu varsayarak bu hatayı tekrarlamaktan kaçınmalıdır.